İçindekiler
Ağız ve diş sağlığı herkesin üzerinde önemle durması gereken bir konudur. Ağız ve diş sağlığına gerekli özenin gösterilmemesi ve günlük yapılması gereken fırçalama ve benzeri uygulamaların ihmal edilmesi sonucunda yıllar sonrasında ciddi diş ve diş eti sorunları ile karşılaşılmaktadır.
Ağız Sağlığının Önemi
Bu olumsuz sonuçlar ile karşılaşmamak için büyük ya da küçük tüm bireylerin büyük bir hassasiyet ile diş ve diş eti sağlığına gerekli özeni göstermesi gerekmektedir. Her bireyin diş sağlığını koruma altına alabilmesi için bilinçli bir şekilde önlemler alması ve davranması gerekir.
Dişler düzgün, düzenli fırçalanmadığında, gereken temizlik yapılmadığı takdirde dişlerin üzerinde ya da aralarında biriken yiyecek artıkları ve kalıntılar bakteriler üretirler. Bakteri plağı denilen bu birikintiler, diş çürüklerine ve diş eti iltihaplanmalarına neden olmaktadır. Tüm bunlar bir süre sonrasında ise tükürüğün çökelmesi sonucu diş taşlarını oluşmasına neden olmaktadır.
Peridontal Rahatsızlıklar
Sonrasında ise bakteri plağının içerisinde üreyen mikroorganizmalar, şekerli yiyecekleri parçalayarak asit üretmeye başlarlar. Maalesef bu üretilmeye başlayan asit dişi küçücük bir bölgeden başlayarak ve giderek büyüyerek çürütmeye başlatır. Eğer gerekli tedaviler yapılmaz ise tüm bu olup bitenler diş eti çekilmesinin beraberinde diş eti iltihaplanması ve diş kaybına neden olmaktadır.
Periodontoloji dişleri çevreleyen yumuşak ve sert dokuların yapılarını inceleyen (anatomi, fizyoloji, histoloji) ve bu dokularda oluşan hastalıkları araştırıp, çözüm üreten ağız sağlığının devamlılığını sağlayan diş hekimliğinin bir bölümünü oluşturan bilim dalıdır.
Periodontal rahatsızlıklar diş eti ve dişleri destekleyen dokuları etkisi altına alan iltihabi rahatsızlıklardır. Söz konusu rahatsızlıklar erken teşhis edildikleri takdirde kısa süre içerisinde kolay ve başarılı şekilde tedavi edilmektedir.
Diş eti hastalıkları tedavi edilmedikleri takdirde meydana getirecekleri sonuçları itibariyle oldukça dikkat edilmesi ve gerekli özenin gösterilmesi gereken konuların başında yer almaktadır. Toplumda büyük bir çoğunluğu etkisi altına alan bir hastalık olmasına rağmen konu ile ilgili olarak henüz gerekli toplumsal bir bilinç oluşmamıştır.
Diş eti rahatsızlıklarının önlenmesi ve tedavisi sahip olunan doğal dişlerin korunmasını, yiyeceklerin daha rahat çiğnenmesini, öğütülmesini sağlamasıyla birlikte sindirim sistemine ciddi ölçüde katkı sağlamaktadır. Bilinmelidir ki sindirim ağızda sağlıklı dişler ve diş etleri sayesinde başlamaktadır.
Peridontal Rahatsızlıklarda İlk Sinyal
Diş eti iltihabı ilk olarak diş etlerinin kanaması ile sinyal vermeye başlamaktadır. Diş etlerinin renginde ve şeklindeki bozukluklar beraberinde ağızda oluşan istenmeyen koku ile kendini belli etmeye başlamaktadır. Diş eti iltihabının neden olduğu diş kayıpları dikkat çekici ölçüde çürüklerin neden olduğu diş kayıplarından çok daha fazladır.
Ağızda bulunan ve dişleri çevreleyen diş etleri dişleri korumak ile görevli dokulardır. Diş eti çekilmesi nedenleri ise; diş taşları, iyi yapılmamış, iyi oturtulmamış köprüler veya genetik yatkınlığa bağlı olarak gerçekleşmektedir. Diş eti çekilmesinin nedenlerinin en büyüğünü ise diş taşları ve diş eti hastalıkları oluşturmaktadır.
Komple bir ağız sağlığı için kesinlikle düzenli bakım ve hekim kontrolü çok önemlidir. Bu bilincin oluşturulması toplum sağlığının önemli adımlarından biridir.
Diş Eti Hastalıklarının Belirtileri
-Diş eti hastalıklarının en önemli ve ilk kendini gösteren belirtisi diş etlerinin kanamasıdır. Sağlıklı bir diş eti asla kanamaz.
-Diş etlerinde şişme ve kızarmalar,
-Diş etinde oluşan çekilmeler ve bu çekilmeler sonucunda ortaya çıkan kök yüzeyleri ve beraberinde oluşan hassasiyet,
-Diş eti ve dişler arasında diş taşlarından kaynaklanan gözle görülür siyah ya da kahverengi alanlar,
-Dişlerde uzamalar, aralarında açılmalar ve sallanmalar,
-Ağızda istenmeyen kötü bir koku, kötü tat hissi,
-Diş etlerinden gelen iltihap,
bu durumlardan herhangi biri görüldüğü takdirde diş etlerinde ciddi bir sorun olduğu anlaşılmalıdır ve mutlaka hekime başvurulmalıdır.
